2 Nisan 2017 Pazar

Galiz Kahraman ~ 15 Mart 2017

Kitap seçimlerimiz çok eğlencelidir. Grubumuzun dobra kadını Banu ve “insan değişir” sözüyle psikologların kraliçesi Deniz’in emek emek hazırladıkları uzun bir listemiz bulunmakta. O ay için üç sayı olmak üzere yazarlar belirlenir, oylanır ve en son da kitabı belirlenir. İhsan Oktay Anar’sız kitap kulübü olmaz elbette. Ben de ne zamandır bekliyorum, elimde “Puslu Kıtalar Atlası”, nasıl olsa kulüpte okuyacağız diye. Nihayet İhsan Oktay Anar çıktı amma velakin kitap tutmadı. Seçilen kitabımız “Galiz Kahraman” oldu.
İhsan Oktay Anar’ın kendine has anlatım tarzı, kitaplarındaki çok fazla karaktere yer vermesi gibi özellikler bu kitapta da mevcut. Anar’ın romanlarında -kulüpteki arkadaşlarımızın okudukları kadarıyla desek daha mı doğru olur- kurguları geçmiş zamanda bir yer olmaktadır. Aslında Puslu Kıtalar Atlası’nda her ne kadar eski zamanlar ifade edilse de bazı bölümlerde zamansızlık da ortaya çıkmıştır. Neyse kitabımıza dönelim.
Galiz Kahraman, İdris Amil Efendi Hazretleri, hepimizin her gün gördüğü insanlardan biri aslında. Ama ne insan… Bir baltaya sap olamamış, olmak için herhangi bir çaba göstermemiş, her şeyi, her olayı kendisi için kullanmayı hedeflemiş bir insan. Hayat amacı belli, kadınların tapınacağı erkek olmak ve çalışmadan çok zengin olmak. Aslında muhteşem bir şekilde çalışıyor kafası, ama yorduğu şeyler ne yazık ki hep birilerini zor durumda bırakmak hedefinde. Yazarlıktan başlayıp şairliğe geçmek, olmayınca neylesin Efendi hazretleri, kabadayılıkta çok makbul benden de alası olur diyerek kabadayılığı deneyen, olmayınca hırsız da olsam olur diyen, sevdiği kadının babası inşaat yapsın diye tarihi bir hamamı yakan muhterem bir insandır kahramanımız.
İdris Amil’in tam zıttı karakterimiz de mevcut kitabımızda, Efgan Bakara. İnsani kimliği nedeniyle dalga geçilen, kandırılan ve ezilmeye mankum bir karakterimiz. Doğru insanın timsali ama ne olursa olsun Kaybedenler Kulübü’ne abone gibidir. İstediği kitabı çıkarmış olsa da Amil Efendi yüzünden başına gelmeyen kalmayan Efgan bazılarımız tarafından kazanan o oldu dendi. Mutlu son gibi ama bence pek de kazanamadı. Belki de Efgan’ın zaten umurunda değil kazanmak, o sadece olduğu kişi oldu.
Kitapta birbirini izleyen, kara mizah diyebileceğimiz olaylar zinciri sizi sürekli tetikte tutuyor. Bu zincirler ile günümüz siyasetine ve politikacılarına çok net göndermeler yapılmış. Kitaplarında görülen o imkansız olaylar burda da var. Cadı tarafından hazırlanan kıyma mükemmeldi. Anar’ın kitaplarındaki kurgularda bir çok farklı din ve kesinlikle İslamiyet hakkında fazlaca bilgi sahibi olduğunu anlamamak mümkün değil. Belki de bunu emekli olduğu Ege Üniversite’si Felsefe Bölümü’ne borçludur.
İhsan Oktay Anar, İzmirli bir yazar. Kitapları her ne kadar İstanbul’da geçse de hayatından sadece üç kez İstanbul’a gitmiş. İnanın kitaplarında size İstanbul’u öyle anlatır ki İstanbul sokaklarını anlatımla adımlarsınız. Aynı zamanda resim de yapıyor. Kitabın kapak resmi kendisine ait.
Sevdik biz Galiz Kahraman’ı. Bazen bir kitabı okurken kitabı anlayamamaktan, beğenmediğimizden dem vururuz kulüp toplantısı öncesinde, sonra konuştukça, anlatıldıkça, paylaştıkça değişir fikrimiz. Pınar’ın fikrini değiştiremedik ama ;).

İdris Amil’in o meşhur narası ile bitirelim yazımızı:
“Hüüüüüüüüüüüüüüüp! Jjjjjjjjjjjjjjjjt! Nah-ha!”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum: