19 Şubat 2014 Çarşamba

Kitap tavsiyesi sırlarımı açıklıyorum! Flaş ! Flaş !!

Ara sıra kulüp kitapları dışında nefis kitaplar okuduğumu fark eden arkadaşlarım hiç lafı dolandırmadan sordular… “nasıl seçiyorsun okuyacağın kitapları?”

Tabii ki sır değil… Sadece kitap konusundaki seçimlerine güvendiğim, zevkleri benimkiyle örtüşen, tavsiyelerini hep beğendiğim bazı kaynaklarım var.

Bence kitap dediğin kurabiye tarifi gibi bir şey… Birilerinin mutlaka evvelden denemiş, yemiş, lezzetli bulmuş olması mühim… Tabii eğer doğuştan bir ön seziniz yoksa… Benim yoktu. Çocukluğunda hani klasikleri yalayıp yutmuşlar vardır (özenir, kıskanırım :P) doğuştan kitap kurtları ya da ne bileyim evinde binlerce kitabın olduğu kitaplıkları bulunan çocukluklar yaşamışlardır. Benim öyle bir çocukluğum olmadı. Ajitasyona bağlamadan sadede geleyim… En sağlam kitapları, ablam olsun, oda arkadaşlarım olsun hep birilerinin tavsiyesiyle okudum. Bundan sebep, Şeker Portakalı okumadan önce Aziz Nesin’in tüm kitaplarını, hayatımda hiç klasik yüzü görmemişken Bukowskileri bitirmiştim.

Sosyal medya ile haşır neşir ise bir kişi, er ya da geç ilgi duyduğu konularla ilgili hesapları takip etmeye başlıyor. O an gündeminde “annelik” var ise misal, anne bloggerlar arasına katılıverdiğini fark ediyorsun. Ya da makyaj, moda ilgi alanındaysa instagram hesabının takip edilenler kısmının hatırı sayılır bir bölümü “bugün ne giydim” hashtagi ile yayın yapanlardan oluşuyor.


Naçizane sosyal medyadaki yaklaşık on yıllık mevcudiyetim, pek çok güzide blogger tanımama vesile oldu. Blog yazmak, paylaşmak bir nevi… Sen okuduğun bir kitap hakkında bir paylaşımda bulunursun, o yazının ardından pek çok güzel paylaşım, tavsiye gelir. Zaman geçtikçe test ettiğin tavsiyelerin elekte kalanlarından kendine bir “tavsiyesi dinlenecekler” ekibi kurarsın ister istemez :)


İşte benim de böyle bir ekibim var:
Yukarıdaki iki kadının da yer aldığı: bibliyomanyaklar.com

Bitmedi. 

Facebook'un artık kimselerce kullanılmadığı, bloglarda hareketliliğin azaldığı gerçeği "bunların pabucu dama atıldı" şeklinde yorumlanmış, "e peki bu sosyal medya güruhu nelere takılıyor" sorusunu akıllara getirmişti. Sahi artık en baba blogger'lar bile - kitap yazanları ayrı tutuyorum - blog tutmaz olmuştu.

Ne yazık ki hızlı tüketim denen toplumsal salgın, sosyal medyaya da sıçramış, blog, facebook gibi sosyal paylaşım mecralarının yerini Instagram ve Twitter almıştı.

Twitter'ın faydalarını hepimiz Gezi Direnişi sırasında biliyoruz, onu bir tarafa bırakalım. Konumuz Instagram.
Instagram görselliğe dayalı ancak yorumlarını da özgürce ve uzun uzun yazabildiğin bir mecra. 

Naçizane bendeniz arkadaşlarımın yanı sıra, profesyonel ve amatör fotoğrafçıların, birkaç moda ve makyaj blogger'ının hesaplarını takip ediyorum.

Bir de okuduğu kitapları paylaşan, paylaşırken görselliğe önem veren, görsellerinin altına uzun uzun kitap yorumları yapan hesapları...

Instagram kullananlar için birkaç hesap:

kitapligim
kitapcat
fuufu_
yazbitmesin
damm_la
damlacerrah
moriceninyeri
yuzyillikyalnizlik
yummy_kitap

.... ay aman çok oldu! siz en iyisi girin benim hesabıma takip ettiklerimden beğendiklerinizi takip edin:) gununcorbasi

Tabii ki sadece sosyal medya değil... Gazetelerin kitap ekleri ile Sabit fikir gibi dergileri unutmamak lazım.

Okumak sadece yalnız başına yapılan bir şey değildir. 

Yeni yazarlar, yeni kitaplar, yeni türlerle tanışmak, ufkunu açmak...

Birlikte okumanın, okudukların hakkında konuşmanın en güzel tarafı da birbirinin kitaplığını zenginleştirmek olsa gerek...

atıp tutan imza: Yeliz