21 Ağustos 2015 Cuma

Kısmet

İlk atölye buluşmamızı yaptık biliyorsunuz, sevgili Yeliz bahsetti bir önceki yazısında... İşte bu buluşmamızda ilk 6 dakika çalışmamızı da gerçekleştirdik...

Seçtiğimiz ilk kelime KISMET idi... Bu çalışmaya ya da yazmaya yabancı olan arkadaşlarımız da vardı aramızda, blogger arkadaşlarımız da... Yine de birlikte yazmak hepimiz için çok doyurucu bir aktiviteydi... Herkes beklentisinin üzerinde keyif aldı, 6 dakikanın aslında ne kadar uzun olduğunu keşfettik birlikte... Ve bilinç altımızın bizi nasıl hiç beklemediğimiz yerlere sürüklediğini...


Yazdıklarını paylaşmak isteyen arkadaşlarımın kısmet ile ilgili yazılarını aşağıda paylaşacağım... Sevgili okuyucu, yazmak o kadar sağaltıcı bir eylem ki, hemen kalemi eline alıp 6 dakika boyunca elini kaldırmadan ilk kelime KISMET olacak şekilde yazmanı ve sonunda çıkacak şeylere şaşırmanı şiddetle öneriyorum...

Şimdi yazılar;

KISMET
Nefret ediyorum sanırım, “kısmet olursa” diye başlayan cümlelerden.
Kısmet benim elimde, bana bağlı. Çocukken Sema’nın kuzusu vardı. Adı Kısmet’ti.
Sonra onu kesip yedik. Belki bu nedenle sevemedim bu sözcüğü. Oysa ne çok kullanıyorum.
Çünkü korkuyorum. Henüz bilmediğim, bilemediğim, gelecekte olması muhtemel olumsuz durumlar için,
Sorumluluğu üstlenmemek adına “kısmetse..” diyorum.  Ama kesinlikle bilmiyorum, kısmet nedir, ne demektir,
Kısmetse bir gün öğrenirim…

“Hayatta her şey kısmet” diye başlayan bir şarkı geliyor aklıma.
Çok sıradan, muhafazakar, gelenekçi ve basmakalıp bir sözcük.
Oysa kavram olarak düşününce geliştirmeye, üzerinde konuşmaya, açılıma son derece müsait.
Kuantum içerir, kişisel farkındalıkla doğrudan alakalıdır.

Benim içime bir şey doğuyorsa o bir gün kısmet olabilir…
Selda
-----

KISMET Bey, bize bakar mısınız? Şimdi ben şu gazozu içmek istiyorum, ama annem bana izin vermiyor, çünkü ona göre kısmet de olsa bütün erkekler kötü, babam bile... O zaman neden onunla evlendiğini merak etmeye hakkım olmadığını düşünüyorum. Yoksa babamı sevemem ki, annemin kötü olduğunu düşündüğü birini seversem bu günah olur mu? O kısmet kötü ise, ben onu sevmez isem onun adına yine kısmet diyebilir miyiz? Ya sevdiğim kısmet değilse o zaman bu hikaye iyi mi olur yoksa acıklı olan hikayelerde hep iyiler mi ağlar? Kavuşamıyorsam eğer o adama o zaman onun iyi olduğunu mu anlıyoruz? Ya ben ona güvendiysem? Güvendiysem, güvendiysem teslim oluyorum bu durumda diyebilir miyim?

Bir de kendini teslim etmek var, değil mi? Kısmet kısmet iken kötüydü, ama evlenince kendimi teslim etmem gerekiyor. Ama o bir erkek. Kadın olsaydı iyi mi olurdu peki? O zaman neden teyzem de kötü? Naime teyzeyi sevdiği için kötü. Onun kısmetinde de o varmış oysa...

Bahar

-----

KISMETse olur derler ya olmaz bence! Kısmetindeki kadar yemek vardır bir de! Nedir bu kısmet niye hacmi genişlemez? Niye kabına göre şekil almaz? Kısmetini insan neden kendi yaratamaz? Kısmet değilmiş derler, değilse neden tabağıma geldi? Bildiğin kısmetti iste. Belki de ben kısmetin kıymetini bilememişimdir. Nitekim sen de kısmetinden çıkanın aslında gitmesini istemişsindir. Kısmet tercihini değiştirmişsindir. Kıs kıs gülerken kısmet sana ya da küs küs bakarken, kös kös oturup izlemişsindir.. Neyse kısmet değilse olmaz belki ama adı İsmet'se o olur bak.

Arzu K.

-----

Yazan ve ekleyen: Bahar


2 yorum:

Yorum: