Bir Kitap Bin Sohbet’in bloğunu
yazacaksan, geç kalmayacaksın toplantıya. Kadınların adetidir bir koltuklarında
ne ikisi ne üçü bilmem artık kaç tane karpuz taşıdıklarından bu defa, sanırım
ilk defa, toplantıya geç kaldım ve balıklama Kafka’ya daldım.
Bu ayki kulüp yazarımız Franz
Kafka, kitap da Dava’ydı. Franz Kafka 41 yaşında ölmüş ve Dava ölümünden sonra
arkadaşı tarafından basılmıştır. Dava’nın yakılmak üzere arkadaşına verdiği
iddia edilmektedir. Belki de bu nedenle kitapta bir bitmemişlik hissi, gereksiz
uzatılmış yerler olduğu hissi kaçınılmaz oluyor.
Konusuna gelirsek, K. Bir sabah
uyandığında hakkında bir soruşturma olduğu, aslında tutuklu olduğu ama günlük
hayatına devam edebileceğini öğreniyor. Kitabın sonuna kadar da neyle
suçlandığını bilmeden, bir dava sürecini yaşıyor. K.’ya bakıldığında çok
yalnız, mükemmel insan yerine eksik insan olarak donatılmış bir karakter.
Dava’nın yazıldığı zaman edebiyatçılar tarafından Korku Çağı olarak
nitelendirilmektedir. Bu çağı Dava üzerinden Kafka gayet net aktarıyor. Bireyin
tek başına güçsüzlüğü, yasal yolların o derece kapalı olması, mantıktan eser
olmaması ve tüm bunlara rağmen nafile bir çaba. İçinde çokça korkutulmuşluk,
sindirilmişlik, çaresizlik barındıran bir mücadele ve ne yazık ki nihai kabulleniş.
Kitapta farklı bölümlerde farklı
kişilerle; rahip, ressam, fabrikatör, aile, avukat gibi, K.’nın etkileşimini
görüyoruz. Bizleri en çok huzursuz eden noktalardan biri yine kadının cinsel
sembol olarak kullanılması.
Kitabın edebi değerinden çok
felsefi boyutta düşündürücü olması daha önemli bir noktadır. Kafka’nın 1924’te
öldüğü düşünülürse, o dönemde bunu yazabilmiş olması takdire şayan. Toplantı
boyunca Dava’dan çok Kafka’nın neler yaşadığı, nasıl hissettiği üzerinde daha
çok duruyoruz. Sanırım ilk kez kitaptan çok yazarı konuşuyoruz. Belki de
Kafka’nın tam da istediği buydu: Kendini ortaya koymak.
Bitmemişlik bir hissi olsa da, okuduk, bir
şekilde toparladık. Ortak fikrimiz mi ne, Dönüşüm daha mı iyiydi?
Dava’dan Altını Çizdiklerimiz:
Sayfa 72. Tehlikeden ancak
korkmak istediğimde korkarım.
Sayfa 159. Adalet dingin olmalı,
aksi takdirde terazi sallanır ve adil bir karar verilemez.
Sayfa 207. Kuşku altında olan
için hareket, hareketsizlikten iyidir, çünkü hareketsiz duran, kendisi de
bilmeksizin, hep bir terazinin kefesinde olabilir ve günahlarıyla tartılabilir.
Sayfa 226. Oysa önce kendini
tanıtmak ve ancak ondan sonra tanımak ne kadar güzeldi.
Sayfa 231. Başkalarının
düşüncelerini sınamadan benimseme.
Sayfa 233. Yazı değişmez,
düşünceler ise çoğu kez sadece yazı karşısındaki aczin ifadesidir.
Sayfa 236. “Her şeyi doğru saymak
diye bir zorunluluk yok, sadece her şeyi gerekli sayma zorunluluğu var.”
“Karamsar
bir görüş,” dedi K. “Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.”
Ve kulüpteki arkadaşlarımızın Dava için Bloglarında Paylaştıkları:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum: